RETT SENDROMU

Rett Sendromu Nedir?

Rett sendromu, normal gelişim basamaklarını takiben erken nörolojik regresyon ile tanınan ve kızlarda görülen nörogelişimsel bir bozukluktur. Bilişsel, sözel, ince ve kaba motor yetiler ile iletişimin kaybı, otonomik disfonksiyon ve sıklıkla nöbetlerin eşlik ettiği genetik bir bozukluktur. Avusturyalı bir çocuk hekimi olan Andreas Rett, bekleme salonunda benzer tuhaf hareketler sergileyen iki kız hastayı gözlemledikten sonra, 1966 yılında Rett sendromunu tanımlamıştır. Rett sendromu, tüm toplumlarda benzer sıklıkta görülmekle birlikte kız doğumlarının yaklaşık 15.000- 20.000’de birinde görülmektedir.

Rett Sendromu Özellikleri

Rett Sendromu, kendine özgü gidişi sayesinde tanısı klinik olarak konur. Rett sendromlu bireyler, genellikle sorunsuz bir gebelik sonrasında zamanında doğar. Baş çevresi persentilinde düşme genellikle ilk bulgu olması nedeniyle 2002 yılında tanı kriteri olarak kabul edilmiştir. Ancak bireylerin hepsinde görülmemesi nedeniyle daha sonra tanı kriterlerinden çıkarılmıştır. Rett sendromlu bireylerde sık rastlanan büyüme geriliğinden büyük ölçüde beslenme sorunları sorumlu tutulmaktadır. Bireylerin çoğu; kabızlık, gastroösefageal reflü, kusma, yutma güçlüğü gibi sorunlarla karşılaşır. Birçok birey multivitamin ve mineral desteklerine, kalori açısından destekleyici mamalara ihtiyaç duyarken hastaların bir kısmında da gastrostomi ile beslenme gereksinimi vardır.

Rett Sendromu olan çocuklar çoğunlukla konuşma yetisini kaybeder ve ileri evrelerde iletişim sadece yüz ifadeleri ya da vücut dili ile sağlanmaya çalışılır. İletişim kurabilmek amacıyla göz dikme, vücut hareketleri, el çırpma, uzanma, cisimleri atma, öfke nöbetleri şeklinde bazı davranışlar geliştirirler. Özellikle orta hatta yapılan el çırpma, ovalama, ovuşturma, yıkama, vurma, elleri ağza götürme, parmaklarını bükme ve sıkma şeklinde stereotipik el hareketleri hastalığın karakteristik özelliklerindendir. Ekstrapiramidal hareket ve duruş bozuklukları, geniş tabanlı yürüme, apraksi ve ataksi hastalarda sık görülür.

Rett Sendromu: Yaklaşım

Rett sendromu tanısı; klinik bir tanı olduğu için ayrıntılı öykü, fizik muayene ve nörolojik muayene hekimin elindeki en önemli ve en değerli araçlardır. Bİrey; gelişim basamakları, gerileme, amaçlı el hareketlerinin varlığı, dil gelişimi, konuşma yetisi, bunların kaybedilme zamanı, duruş bozukluklarının ortaya çıkma zamanı, hareket bozuklukları, stereotipik el hareketleri, uyku düzeni, beslenme zorluğu, nöbet öyküsü ya da nöbet benzeri hareketlerin varlığı, solunumsal anormallikler, bruksizm, geçirilmiş ağır enfeksiyonlar, travma öyküsü açısından ayrıntılı şekilde sorgulanmalıdır. Bireyin anne ve baba arasındaki akrabalık durumu, kardeşlerin yaşları ve sağlık durumları, ailede benzer hastalıkların olup olmadığı ayrıntılı olarak araştırılmalıdır. Fizik muayenede hastanın baş çevresi, boy ve vücut ağırlığı persentilleri ölçülmeli ve önceki ölçümleri ile karşılaştırılarak büyüme hızı değerlendirilmelidir. Bireylere ayrıntılı nörolojik muayene yapılmalı ve hastalar entelektüel kapasitede azlık, iletişim becerilerinde gerilik, stereotipik hareketler, motor hareketlerde anormallikler ve duruş bozuklukları açısından değerlendirilmelidir. Eşlik edebilecek işitme ve görme problemleri açısından bireylere işitme testi ve görme muayenesi yapılmalıdır.

İzlem ve Yönetim

Rett Sendromu izleminde ilk aşama, tanının doğrulanmasıdır. Tanı doğrulandıktan sonra aile yetersizlik hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilmeli, olası riskler ve komplikasyonlar anlatılmalıdır. Rett Sendromuna yönelik özgül tedavi olmaması nedeniyle tedavi “semptomatik” ve “destekleyici”dir. Yetersizliğin yönetiminde amaç;  bireyin ve ailesinin hayat kalitesini artırmak, komplikasyonların en aza indirgenmesini sağlamaktır. Birey, multidisipliner bir yaklaşım ile izlenmelidir. Rett sendromlu bireylerin büyümesi yakından izlenmeli, bireyler dengeli beslenmeye ve gereksinim duydukları yüksek kalorili diyete yönlendirilmelidir. Gerekli hastalarda gastrostomi ile beslenme desteği verilmelidir.

Rett sendromlu bireylerde, zihinsel gelişimi desteklemek için bireyin gereksinimlerine göre tasarlanmış özel eğitime mümkün olan en erken dönemde başlanmalıdır. L-karnitin tedavisinin, zihinsel gelişimi desteklemede faydalı olabileceğini gösteren yayınlar olması nedeniyle bireylerde bu tedavi denenmelidir.

Kaynakça

  • ZENGİN AKKUŞ, P., UTİNE, G.E. (2016). Rett Sendromu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2016, 59(2), 76-82